S.Burhanettin AKBAŞ[1]
Akkışla İlçemize yerleşenler, Oğuz-Türkmen oymaklarından Kuzugüdenliler olarak ifade edilmişlerdir. Kuzugüdenlilerin tarih sahnesinde etkili oldukları tarih 17. Yüzyıl olarak gözükmektedir. Daha öncesinde Kuzugüdenlilerin Oğuz Türklerinin Bayat boyundan gelen Reyhanlı ve Pehlivanlı oymakları ile birlikte olarak görüyoruz. Halep ve Şam bölgesindeki bu oymakların (aşiretlerin) Amik Ovasından Anadolu yaylalarına doğru göç ettikleri tarihi vesikalarda rahatça görülmektedir.
Akkışla coğrafyasındaki en önemli yer adlarından biri olan Üsküdar Yaylasıdır. Kayseri ve Sivas arasına yerleşen ve Yeni İl adı verilen bölgeye yerleşen Bayat boyuna mensup Türkmen oymaklarının bu bölgeye resmi belgelere göre 16. Yüzyılın ortalarında gelmiş olmaları lazım gelir. Çünkü, Yeni İl’in vergisi eskiden valide sultanların Üsküdar’da yaptırdıkları cami ve imaretlerin vakfına aitti. Daha sonraları  Mekke-Medine’ye gönderilen Surre akçesine ayrılmıştır. O yüzden Bayat boyuna mensup bu aşiretlere Haremeyn-i Şerif Aşiretleri de denmektedir. Yeni-İl Türkmenleri’ne bu yüzden Üsküdar Türkmenleri denilmiştir. Nedeni ise Yeni-İl’in 1548’den 1584’e kadar Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’ın Üsküdar’daki camii ve imaretine 1584’den sonra ise, III. Murad’ın anası Atik Valide Sultan’ın (Nurbanu Sultan) Üsküdar’daki camii ve imaretine vakfedilmiş olmalıdır.
Hareket halindeki bu Türkmen oymaklarının hemen yerleşik hayata geçmeleri beklenemez. 1804 yılında bugünkü Akkışla ilçesinin bulunduğu bölgede bir Kuzugüdenli nahiyesinin bulunduğuna işaret edilmekle birlikte, bu durum Kuzugüdenlilerin bu gölgeye geliş tarihleri değil, yerleşik hayata doğru bir adım atmaları ile ilgildir. Çünkü, Kuzugüdenliler; Amik Ovasından Dulkadirli Beyliği topraklarına, oradan Orta Anadolu’ya sonradan dağıldılar ama 1690 yılında Avusturya Seferinde hâlâ büyük bir topluluk halinde yer alıyor olmalılar ki, Kuzugüdenli Oymağı Bey Ağası Biber oğlu Asaf Bey ve Kenan Bey maiyetlerindeki atlılarla sefere iştirak etmişlerdi.

Kuzugüdenliler, kendilerinin de içinde bulunduğu Pehlivanlı, Reyhanlı, İlbeyli, Tecirli gibi aşiretlerle de ortak hareket ediyorlardı. Bugün Akkışla bölgesinde gördüğümüz “İbeli” şeklindeki yer adları İlbeyli adının kısaltılmış biçimidir ve İlbeyli Türkmen aşireti ile tarihi birlikteliklerinin bir hatırası olarak durmaktadır.
16. yüzyılın büyük Türkmen oymakları arasında geçen Kuzugüdenlilerin peyderpey yerleşik hayata geçtikleri anlaşılıyor. 19. Yüzyılın ortalarına kadar süren bu dönem oldukça sıkıntılı bir dönemdir. Osmanlı Devleti’nin konar göçer Türkmen aşiretlerini bir düzene sokma ve yerleşik hayata geçirme çabaları, Türkmenlerin değişik zamanlarda şekavette bulunmalarının önüne geçilmesi gereği bazı acı hadiselerin yaşanmasına da sebep olmuştur. O yüzdendir ki Dadaloğlu’nun:
Hov dedi de yarıya düştü
Misis mehenk kurdu alasın açtı
Karahacılı da
Kuzugüdenli
Şambayadı bile hem yalın kaçarlar
İfadesi bu dönemdeki yaşanan bu olaylara işaret eder.
Tarihi kaynaklar Kuzugüdenlilerin 18. Yüzyılda Adana, Yüreğir, Tarsus, Sivas, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Sivas, Kayseri ve Rakka’da geniş bir aşiret olarak kayıt altına alıyor. Prof.Dr.Ahmet Uğur’un Akkışla isimli kitabında Akkışla’nın kuruluşunu anlattığı bölümde verdiği tarih de aşağı yukarı aynı tarihlerdir. Ahmet Uğur, kitabında şöyle diyor: “Akkışla’nın kuruluşu tahminen 200 sene evveldir. Kaynağımız ise Elifoğlularından kalma bir kabın kenarında eski yazı ile şöyle bir ibarenin olmasıdır: Elifoğlu milhim 1197. Bu sene 1393 oluğuna göre, 196 senelik bir geçmişi vardır. Takriben 1750-1780’dir. Elifoğlu Mülhim’in amcaoğlu olan Apraoğlu ise, bundan 15-20 sene evvel buraya gelip yerleşmiştir. Halkın gelişi Amik Ovası yoluyla Halep ve Orta Asya’dır. Göçebe olarak gelinmiştir. Uzun müddet mevcut olan “Yüce Purun” altında kışın kalınmış, yazın Kiğılı’ya yaylaya gidilmiştir. Dönüşlerinde evlerinin kapılarını bile zor bulurlarmış, her tarafı otlar örtermiş, Kululu ve Akin köyleri Akkışla’dan önce gelmiştir. Gömürgen ve Alevkışla bizden sonradır. Rivayete göre Alevkışla’yı Akkışlalı Kötü Yusuf Uşağı kurmuştur. Kışın Ak Purun altında kışladıkları için Akkışlak iken bu kelime zamanla değişerek Akkışla olmuştur. Buranın arazisi tamamen sazlık imiş, Aproğlu’nun ören yerinde bu berdiden örnekler bulunmuştur. İlk gelen kabile Aproğlu (Muslu Uşağı Himmetoğlu’dur), sonra sırasıyla Süleymanlı Uşağı, Topak Uşağı (Gelengiler), Zeyrek Oğulları, Nazlağan Uşağı, Tavatır Uşağı (Kurt asıllıdır, Amik’ten gelmiştir), Elif Uşağı (gelişleri 1197/1780’dir), Uğurlu Uşağı, geliş Halep yoluyla Amik’tir. Birisi Halep’te kalmış, birisi Maraş Elbistan’da kalmış, diğeri buraya gelmiştir. Uğurlu Uşağından Üzeyir, Şam’da askerlik yaparken bu sülaleden bir kıza rast gelmiş ve evlerine giderek bunlarla buluşmuş. Ese Uşağı, Solak Uşağı (Kangal’dan gelmiştir), İncaz /İncekız Uşağı (Kululu’dan gelmiştir), Şeremet ve Karanın Uşağı sonradan gelmişlerdir. Bunlar üç kardeşmiş, birisi Yıldırım’da, birisi Akin’de ve birisi de buradadır. Altunlu uşağının gelişi de Amik’tendir. Yiğit bir kabile imiş, fedai olarak gelmişlerdir. İncaz Uşağı ile Mürsel Uşağı’na Sılacı Uşağı da denir ve Amik’ten gelmişlerdir. Tercan Uşağı Tercan’dan gelmiştir. İşçinin Uşağı Bağdat’tan gelmedir. En son bunlar gelmişlerdir.”
1702 yılında Adana istikametinden gelen ve Receplü, Reyhanlı ve Kazıklı oymaklarıyla birlikte hareket eden Kuzugüdenliler, Develi Ovasını aşarak Erciyes dağı ve çevresinde sayısız eşkıyalık olaylarına karışmışlardır. Ayrıca bugünkü Akkışla’nın çevresinde bulunan Karacaören ve civar köylere yaptıkları baskınlar Osman Kadı Sicillerinde bulunmaktadır.
Bir taraftan bir kısım eşkıyalık olaylarına karışan Kuzugüdenlilerin, öbür taraftan da huzurun tesisine yardımcı olduklarına dair belgelere de rastlanmaktadır. 19. yüzyılda Osmanlının zayıf düşmesi ile birlikte huzursuzluk artmış, hırsızlık, eşkıyalık, isyanlar, cana ve mala yönelik hareketler birbiri ardına gelmiştir. Bunlardan birini haber veren Mir’at-i Kayseriyye isimli eser, “1814 yılında kapısız levend adı verilen eşkıyanın peyda olması ve Kayseri’nin doğu cephesinde kalan mevkilerde yolculara zarar vermesi sonucu Kuzugüdenli (Akkışla) âyânı ile Sarımsaklı âyânı maiyetindeki atlılarla Kayseri istikametindeki eşkıyaya hadlerini bildirmeye gitmiş ve huzuru tesise yardımcı olmuşlardır” demektedir.
Akkışla’ya yerleşen Kuzugüdenli Türkmenlerinin bir süre “Conalı” şeklinde de anıldıkları bilinmektedir. Bu ismin kısa bir süre kullanıldığından yola çıkarak boy beylerinin (Kethüda) adı olabileceğini düşünüyoruz. 1530 tarihinde Maraş Türkmenleri arasında Çonalı isimli bir Türkmen oymağının bulunması, ihtiyatı elden bırakmamak gerçeğini de ortaya koymaktadır.
Yakın tarihimizde Akkışla ile ilgili mahalli olaylara kısaca bakalım:
1804
-Sivas ili Sarıoğlan Kazasına bağlı Kuzugüdenli nahiyesinin kurulması
1814
-Kuzugüdenli âyânının kapısız levend adı verilen eşkıyanın üzerine gitmesi ve huzuru temine yardımcı olması
1843
Kayseri, Sarıoğlan kazasına tabi Akkışla köyündeki Mehmed Kethüda Mescidi Vakfı’ndan bir cihetin tevcihi
1846
-Afşar ve Kuzugüdenli aşiretlerini düzene koyma çabaları ve iskan çabaları.
-Maraşlı Osman Paşa’yı öldüren Afşar ve Kuzugüdenli aşiretinden bazı kimseleri yakalama çabaları.
1847
-Kuzugüdenli aşiretinden isyan edilenlerin cezalandırılması
1849
-Karaören köyü ahalisinin Kuzugüdenlileri şikayetleri ve Kuzugüdenlilerden Deli İsmail ve arkadaşlarının yakalanması için harcana çabalar.
Kuzugüdenli oğlu Yusuf Ağa’nın gayrimüslim Yakof’a borcunu ödememesi
-Kuzugüdenlioğlu Karabekiroğlu ve arkadaşlarının çevreye tasallutlarını önleme çabaları.
-Kuzugüdenli aşiretinden Kara Yusuf’un saldırgan hareketlerini önleme çabaları.
1857
Kuzugüdenli Aşireti mahallatından Eybeli mahallesi sabık muhtarı Karacakahya ve Kuzugüdenli oğlu Mehmed Ağa’nın zahire kontoratosu esmanı olarak ahaliden akça toplamaları
1858
-Asakir-i Nizamiye’de değişik hizmetlerde bulunmuş olan Kuzugüdenli Aşireti’nden Ali’nin, Kayseri’de münasib bir görevde istihdam edilmesi talebi.

1859
-Sarıoğlan’a bağlı Kuzugüdenli kazası müdürü Muslihiddin Bey’in yerine vekaleten Ömer Hilmi Bey’in atanması
-Bölge ileri gelenlerinden olan  Muslihiddin Bey, Kuzugüdenlioğlu Mehmed Ağa, Keçelioğlu Osman Bey, Karakoyunluoğlu Osman Ağa ve Kayıkçıoğlu adlı kimselerin  çıkardıkları fesadı önleme çabaları.
Kayseri Sancağı-Sarıoğlan Kazası’nda Kuzugüdenli Aşireti’nden Müdür Ahmed Ağa’nın katili Sencer (?) Oğlu Nasuh b. Habib’in muhakemesi.
Kayseri’nin Sarıoğlan Kazası Kuzugüdenli Aşireti’nden, Müdür Ahmed Ağa’ın katili Nasuh’a nefs-i müdafaasından dolayı ceza verilemeyeceği
1860
Kayseri sancağı Sarıoğlan ve Kuzugüdenli Kazası Müdürü Muslu Bey’in istifası sonucu azliyle yerine vekaleten tayin olunan Bozok Hanedanından Ömer Hilmi Efendi’nin asaletinin tasdik olunduğu.
-Kuzugüdenli aşiretinden Türkmen Sarı’nın karıştığı bir kısım olaylar sonucu yakalanması için uğraş verilmesi.
Sivas’a gönderilen Çerkez muhacirlerinden Kayseri’nin Kuzugüdenli kazasına gönderilen yetmiş hanenin Gedikçik kazasına iskan olunmaları.
Kayseri’nin Kuzugüdenli ve Sarıoğlan kazalarındaki Hanakay Kabilesi’nin Uzunyayla’da Pınarbaşı ve Pınar Kışlağı’nda iskan edilmesi.
1861
Kayseri Sancağı’na tabi Sarıoğlan ve Kuzugüdenli kazaları Müdürü Ömer Hilmi Efendi’nin istifa etmesi sonucu yerine vekaleten tayin kılınan Mollazade Abid Ağa’nın asaleten atanması.
1862
Eşkiyadan Kuzugüdenli Aşireti nden Molla Hasanoğlu Hasan, Hacı Ömer, Mehmed, Hacı Mehmed ve Hamo adlı şahısların cezalandırılmaları
Kuzugüdenli Sarıoğlan Kazası’nın sabık ve esbak müdürleri Abid Ağa ve Mehmed Efendi’nin muhasebelerinin görülmesi
1863
Gürün tüccarından Tercanoğlu Karabet’in davarlarını çalan Kuzugüdenli aşiretinden Hasan ve arkadaşı Abdülkadir’in muhakemeleri.
1864
Aziziye Sancağı’nın Sarıoğlan ve Kuzugüdenli kazaları müdürlüğüne dair Aziziye Meclisi mazbatası.
1865
Kuzugüdenli kazasının Kayseri’den ayrılarak Aziziye’ye ilhakı esnasında Müdür Vekili Hüseyin ve Kır Muhafızı Tevfik Ağalar’ın bakayadan fazla akçe almaları istilamına cevaben Sivas Meclisi’nin mazbatası.
1873
Şekavet suçundan dolayı kürek cezası verilmiş olan Kayseri’nin Kuzugüdenli karyesinden Şerifoğlu Mehmet’in af isteği
1886
-Sivas’ın Uzunyayla’da iskan edilen Çerkes muhacirlerinin zulmünün men’ini taleb eden Kuzugüdenli köyüi ahalisinin arzuhalinin tahkiki
1895
-Akkışla’nın Bünyan’a bağlanması
1901
-Sivas Vilayeti dahilindeki Akkışla Nahiyesi Hamidiye İbtidaisi Muallimliği’ne Hüseyin Efendi’nin tayin edildiğinin ilanı.
1904
-Bünyan-ı Hamid kazasına tabi Kuzugüdenlü Nahiyesi merkezi olan Akkışla Karyesi’nin genişliğine göre mahallere taksimi.
1908
-Sarıoğlan İbtidai Muallimi Hüseyin, Akkışla Muallimi Mehmed’in atamaları
1914
– Bünyan kazasının Akkışla nahiyesinin sınıflarının yükseltilmesi.
1915
– Akkışla nahiyesinin Kululu karyesinden Hasan oğlu Ömer ve Seyyid Ali oğlu Mehmed ve Hacı oğlu Kerim ve Aktaş karyesinden Veli oğlu Yusuf arasında vukua gelen münazaa neticesinde Ömer’in katl edildiği ve katillerinden Yusuf’un yakalandığı.
– Bünyan’ın Akkışla nahiyesinin Ortaköy karyesinden Ali oğlu Mehmed’i bazı asker firarilerinin katlettiği.
1953
Akkışla Belediyesinin kurulması
1987
-09.06.1987 tarih ve 19507 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3392 Sayılı Kanunla Akkışla’nın ilçe olması
Kaynakça:
  1. TC. Devlet Arşivleri, Osmanlı Arşivi
  2. Prof.Dr. Ahmet Uğur, Akkışla Kitabı
  3. S.Burhanettin AKBAŞ, Kayseri’de Yörükler Türkmenler Kitabı
  4. Necdet Sakaoğlu, Anadolu Derebeyi Ocaklarından Köse Paşa Hanedanı
  5. Prof.Dr.Faruk SÜMER : Oğuzlar –Türkmenler
  6. Prof.Dr.Faruk SÜMER : Bayatlar
  7. Prof.Dr.Faruk SÜMER : Yabanlı Pazarı
  8. Prof.Dr.Faruk SÜMER: Anadolu Türkmen aşiretlerine Umumi bir bakış
  9. Prof.Dr.Cengiz ORHONLU: Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin iskanı
  10. Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU: 18. y.y. Osmanlı Aşiretleri İskan Siyaseti
  11. Prof. Dr. Refet Yinanç. Yard. Doç. Dr. Mesit Elibüyük, Maraş Tahrir Defteri,
  12. Ahmet Refik, Anadolu’da Türk Aşiretleri
  13. Ahmet Faik Türkmen, Mufassal Hatay tarihi


[1] Araştırmacı- Yazar, Erciyes TV Program Yapımcısı