Mustafa Eraslan (Ulu çınarlar fırtınalı topraklarda yetişir)
O sizden, o bizden, o içinizden biri… O ezayı, cefayı gördü, acıyı tatlıyı yaşadı. Yılmadı yıkılmadı, çalıştı… Azimle, yılmadan çalıştı…Ve büyük başarılara imza attı. Ama içinden çıktığı köyü unutmadı. Köyün, kasabanın çilelerini ve bu çilenin yoldaşı olmuş insanları asla unutmadı… Gözü görüp, eli erip, gücü yettiğince merhem oldu çilelere… Ağlayan gözle ağladı, güldürdüğü yüzle güldü… Ulu çınarlar fırtınalı topraklarda yetişir. Bu topraklar, Anadolu medeniyetlerinin ayak izlerini taşırken bir taraftan da yeni bir heyecanla tekrar dirilir ve yarınlara umut olur. Mustafa Eraslan, 1950 yılında ayak bastı bu çorak topraklara. O çorak topraklarda tarih sürekli yanıbaşınızdadır ve çölün ortasındaki vahalara benzeyen köylerimizden nice insanımız geçmişten güç alarak geleceğe doğru umutla adım atacaktır. Mustafa Eraslan, Kayseri’nin tarihi yerleşim yerlerinden uygarlıklar beşiği bir göç yolu olan Zamantı bölgesindeki Samağır köyünde doğmuştur. Bu kıraç Anadolu toprakları, insanlara ekmeğini taştan çıkarmayı öğretiyor. Dağ havasını almayan, Zamantı’nın yoksul köylerinde yaylalara çıkıp çoban güderken bu uçsuz bucaksız bozkırlara bakmayan bu işin sırrını anlamayabilir. O, bir Anadolu anasından inancın ne demek olduğunu öğrendi. Zamantı’da köyünün yaylalarında dolaşırken yeni ufukları hayal etti durdu. Bire beş veren, bire on veren toprağın acımasızlığını gördü. İnsanları acımasız yapan sebepleri bir bir anladı. Uzakları düşleyip dururken Anadolu insanının kader çizgisinin hep aynı olduğunu görüverdi. Mustafa Eraslan, çok genç yaşta gurbet hayatına çıktı. Yurdun dört bir tarafını fidan gibi bir Anadolu delikanlısı olarak dolaştı. Oralarda ekmeğini taştan çıkardı ve her seferinde de başarıyı hırsına ve çalışkanlığına borçlu olduğunu düşündü. Konya, İzmir, Erzurum derken askerlik hayatı devreye girmiş ve Mustafa’ya yine gurbetin yolları gözükmüştür. Vatani görevine 14 günlük bir evlilik hayatının sonunda gitmiştir. Peygamber Ocağına gitmeden önce dayısının kızı Billur ile hayatını birleştirmiştir ama nice sıkıntıların sonunda ulaşılmış bir mutluluktur bu. Mustafa Eraslan, askerlik dönüşünde kendi durumunu “demir parmaklıklar arasındaki arslan” olarak ifade ediyor. 1973 yılında Kayseri’ye göçmeye karar vermiştir. Ailenin en büyük çocuğu Hidayet Eraslan, daha önce Kayseri’ye göçmüş ve şehre yerleşmiştir. Argıncık’ta Hidayet Eraslan’ın oturduğu eve komşu olurlar ve iki odalı bir eve yerleşirler. Yanlış bir zamanda Kayseri’ye taşınmışlardır. 1973 yılının eylül ayında Kayseri’ye taşınırlar ve iki ay sonra inşaat sezonu bittiği için aile sıkıntıya düşer. Devamını oku…